4 Aralık 2011 Pazar


Blue Jean'deki röportaj:
Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz, hatta duymakla kalmayıp ezberlediğimiz, şarkıları listelerde ve internette fırtına gibi esen, attıkları her adım olay olan yeni boyband sansasyonu  One Direction ile henüz kariyerlerinin başında gerçekleştirdiğimiz bu özel röportaj için Sony Music’ teşekkür edelim öncelikle.. İşte Liam Payne ile gerçekleştirdiğimiz telefon röportajı:
-Selam Liam, nasılsın?
-Merhaba Sadi, iyiyim, teşekkürler, her şey yolunda mı?
-Eminim sesini duysalar, okuyucularımız için her şey yolunda olucaktı ama okumakla yetinecekler  şimdilik J Hazırsan başlayalım mı?
-Tabii, hazırım..
-Öncelikle senin kişisel olarak ‘The X Factor’ geçmişinden bahsetmeni istesem?.. Sen daha önce de katıldın bu yarışmaya değil mi?
-Evet, evet..2008’de.. Yarışmanın beşinci sezonuydu ve ben henüz 14 yaşındaydım.Justin Timberlake’in  Cry Me a River’ını söylemiştim.Simon Cowell (yarışmanın kurucusu ve jüri üyesi) henüz yeterli olmadığımı ve 2 yıl sonra şansımı tekrar denememi söylemişti.
-Ve sen de denedin..
-Tüm bu süreç, şimdi hakkında konuşunca hızlı geçti gibi algılanıyor ama bir de bana sor!(Gülüyor..)
-Peki o zaman One Direction’ın hikayesine geçelim..
-Geçen seneki ‘The X Factor’ elemelerine başvurdum fakat elemeleri geçemedim.Sonrasında yarışmanın jürilerinden Nicole Scherzinger’in tavsiyesiyle, ‘erkekler’ kategorisinde elemeleri geçememiş olan diğer dört çocukla bir grup kurarak ‘gruplar’ kategorisinde şansımızı yeniden denedik ve macera başladı… 10 hafta yarışmadaydık, sonunda finale kadar yükseldik ve yarışmayı üçüncü olarak bitirdik.
-Yarışma boyunca en unutamadığınız anlar hangileriydi?
- O sürecin her saniyesi hala aklımda çünkü hem grup olarak  birbirimizi yeni tanımaya başlıyorduk hem seslerimizi daha iyi kullanmayı öğreniyorduk hem de işin bir de sahne performansı konusu var tabii… Şarkıların hangi kısmını kimin söyleyeceğine karar verdiğimiz anlar, sahne duruşu,dans.. Müziği adeta sıfırdan öğreniyormuşuz gibiydi provalar. Robbie Williams ile düetimizi asla unutumam mesela..(Not: Grup, yarışmanın final haftasındaki’ünlülerle düet’  bölümünde Williams ile ‘ She’s the one ‘ı seslendirmişti.’
-Peki sonra ne oldu?Yarışma bitti ve..
_ Her şey aslında yeni başladı.. Dokuz yarışmacıyla beraber ‘ X Factor Live Tour’ adında turneye çıktık.Ardından bir şarkımız internete sızdı ve çok yüksek bir dinlenme oranı yakaladı.Sonrasında yarışma sürecinde bizle birlikte olan ekipten menajerlerimizi seçtik, ailelerimizle görüşmeler falan derken Syco music ile anlaşma imzaladık. Bize inanan, muhteşem insanlardan kurulu bir firma..Tabii bu sırada birçok TV programına çıktık, çok sayıda röportaj vermeye başladık.Bir yandan da ilk albüm için şarkılarımız üzerine çalışmaya devam ediyorduk..
-İlk albümler her zaman özeldir.. Sende ne gibi hisler uyandırdı bu süreç?
-Heyecan, heyecan, heyecan.. RedOne, Steve Mac, Rami Yacoub ve Carl Falk gibi prodüktörlerle çalışmış olmamız sebebiyle inanılmaz şeyler öğrendik.Tabii bir grup olmayı, grup olarak hareket etmeyi ve bir yandan da ailelerimizle ortak kararlar almayı da başarmamız gerekiyordu. Çok kolay  bir dönem olduğunun söyleyemem ama her saniyesinin tadını çıkardım. Kelly Clarkson yazdı bir şarkımızı, bir diğerini de en sevdiğim gruplardan McFly ‘ın gitaristi Tom Fletcher! Şu ana kadar iki single yayımladık, her ikiside bir numara oldu ve ben nasıl mutlu olduğumu kelimelerle ifade edemiyorum!
-Peki  bundan sonrası için neler öngörüyorun?
-Açıkcası  şu ana kadar yaşadığımız neredeyse her şey rüya gibiydi. Yarışmaya solo olarak ikinci kez katılıp tekrar elendiğim gün dünya başıma yıkılmıştı ama One Direction  beni yeniden hayata döndürdü.Şimdi bir grup olarak hedefimiz, Take That gibi dünyanın en büyüğü olmak. Biliyorum böyle şeyleri söylemek için henüz çok erken ve insanlar bunu duyunca bize gülebilirler bile  ama hedefimize sınır koymak çok saçma olur! İlk albümümüz ‘Up All Night’ bu işte bizde varız demek ti.Tabii ki henüz çok genciz ve çok çok yeni bir grubuz. Dolayısıyla kendi sound’umuz olduğunu söyleyemem ama giderek karakteristik özellikleri yaratacağımıza ve One Direction’ı zirveye taşıyacağımıza inanıyorum.
-Hikayenin başına dönecek olursak.. One Direction ismine nasıl karar vermiştiniz?
-Nicole’ün bizden bir grup oluşturma fikrinden sonra oturup diğer çocuklarla bir liste yaptık.Açıkcası tüm lüste nerdy isinleriyle doluydu.(Gülüyor..) One  Direction ismini Harry buldu, 5 ayrı kişinin tek bir hedefe yönelmesi gibi bir durumu simgeliyor..
-Bize ayrılan süre bu kadardı..Teşekkürler Liam..Türkiye’deki hayranlarınıza son bir mesajın var mı?
-Ben teşekkür ederim, Türkiye’deki herkese selamlar.. Twitter üzerinden bize yazı yazan çok sayıda Türk hayranımız var , hepsini çok seviyoruz. Umarım kısa süre içinde Türkiye’ye geliriz.Eminim çok iyi bir konser veririz o muhteşem Türk fan’larımıza...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder